Aydın Afrodisias Antik Kenti

M.Ö 4800 yılında kurulan Afrodisias antik kenti Aydın’ın 95 km güneydoğusunda bulunmaktadır.
Antik çağda heykel üretim atölyeleri ile ünlü olan Afrodisias bu özelliğini M.S 5. yüzyılda kaybetmeye başlamış ve M.S 6. yüzyılda Hristiyanlığın da kabul edilmesi ile bütün heykel üretim atölyeleri
kapanmıştır.

12. ve 13. yüzyılda tarım köyüne dönmüş olan kent ilerleyen yıllarda halkın çevredeki yeni yerleşim yerlerine göç etmesi sonucunda kent boşalmıştır. 15 ve 16. yüzyılda kenti yurt edinen Türkler buraya Kayra adını vermişler ve daha sonraki yıllarda kentin Geyre olarak söylenmeye başlanmıştır. Afrodisias antik kentine özel araçları ile gitmek isteyenler Aydın-Denizli karayolunu üzerinde tabelaları takip ederek Kuyucak sapağından dönerek antik kente kolaylıkla ulaşabilirler.

Antik kente olan uzaklıklar
Aydın 95 km
Denizli 110 km
Efes 130 km
İzmir 220 km
Kuşadası 140 km
Pamukkale 130 km
Ziyaret saatleri:
15 Nisan 2 Ekim 08:00-19:00
3 Ekim 14 Nisan 08:30-17:30 saatleri arasında ücret karşılığında müze kart sahipleri ücretsiz olarak ziyaret edilebilmektedir.


Afrodisias antik kenti kalıntıları
Sebasteion (İmparator tapınağı)
M.S 1. yüzyılda inşa edilen yapı imparator Sebastos’a adanmıştır. Tapınak önünde kutsal cadde olarak adlandırılan uzunca bir cadde bulunmaktadır. Caddenin hemen yanında bulun 3 katlı yapının ikinci katında mitolojik konulu kabartmalar yer alırken, üçüncü katında ise imparatorluğun zaferlerini ve gücünü simgeleyen kabartmalar bulunmaktadır. Kabartma panoları koruma altına alınarak 2008 yılından itibaren Afrodisias müzesinde sergilenmektedir.

Afrodisias Antik Tiyatro
M.S 1. yüzyılın ikinci yarısında yapılan tiyatronun bulunan bir yazıta göre Octavian’ın kölesi Zoilos
tarafından Afrodit’e ve şehir halkı için yaptırılmıştır. 8 bin kişilik seyirci kapasitesine sahip olan
tiyatronun 4 tanesi sahneye açılan toplamda 6 adet tonozlu giyinme odası bulunmaktadır.
Sahne binasının duvarlarında imparatorların mektupları, şehrin tarihi ve meclise ait hükümlerin
anlatıldığı yazıtlar bulunmaktadır. Muhteşem görüntüsüyle günümüze kadar ulaşan tiyatronun
orkestrasında M.S 2. yüzyılda vahşi hayvan ve gladyatör dövüşlerine uygun hale gelebilmesi için
değişikler yapılmıştır. 1966 yılında National Georaphic tarafından tiyatro içinde kazı ve bakım
çalışmalarına başlanmış ve uzun yıllar sonunda bugünkü görünümüne kavuşturulmuştur.

Havuzlu kent meydanı
Antik kentte Kuzey Agora ve Güney Agora olmak üzere iki tane meydan bulunmaktadır. Yan yana olan bu agoralar dikdörtgen planlı olarak inşa edilmiştir. M.S 1. yüzyılda inşa edilen Kuzey Agora artan nüfus karşısında yeterli olamadığı için M.S 2. yüzyılda Güney Agora inşa edilmiştir.
Güney Agoranın ortasında 260 metre uzunluğunda ve 25 metre genişliğinde bir havuz bulunmaktadır.
Havuzun M.S 360 yılında meydana gelen depremden sonra yer altıdan çıkan suları kontrol etmek
amacıyla yapıldığı tahmin edilmektedir.

Hamam
M.S 2. yüzyılda İmparator Hadrian’ın Anadolu seferi onuruna yapılmıştır. Hamam içerisinde soğukluk, ılıklık ve sıcaklık gibi odaların bulunduğu planlı yapı biçimidir.2 galerisi bulunan hamam yeraltı koridorları ve su kanallarından oluşmaktadır. 1900’lü yıllarda burada yapılan kazılarda bulunan heykeller ve diğer eserler Aydın ve Afrodisias müzesinde sergilenmektedir.

Odeon
Hadrian hamamından sonra meyve ağaçları ile çevrili olan yolun sonun odeon bulunmaktadır. 1962 yılında keşfedilen yapı, yarım daire şeklinde aslanpençeleri ile süslenmiş ve 12 bölünmüş oturma sırasından oluşmaktadır.
İlk kurulduğu yıllarda meclis binası olarak hizmet veren yapı M.S 360 yılında meydana gelen
depremde büyük zarar görmüştür. Depremden sonra zarar gören yapının sadece alt basamakları
onarılarak kullanılmaya devam edilmiş, üst yapı kapatılmamış ve bu alan açık hava müzik gösterileri alanına Odeon’a dönüştürülmüştür.
Oturma yerlerindeki oyularak yazılmış yazılardan anlaşıldığına göre bu alan konferanslara ve çeşitli gösterilere ev sahipliği yapmıştır.

Saray Piskoposluk Merkezi
Odeon-Meclis binasının arka kısmında olan büyük yapı topluluğu saray olarak değerlendirilmektedir.
Yapılan kazı çalışmalarından ve buluntulardan yapının erken Roma döneminden beri kent valisine ait bir saray olarak kullanıldığı anlaşılmıştır. Yapının daha sonraki dönemlerde M.S 6 ve 7. yüzyıllarda piskopos sarayı olarak kullanıldığı yapının üzerinde bulunan duvar işçiliğinden anlaşılmaktadır.

Afrodit Tapınağı
Kent merkezinde yer alan yüksek sütunlar yüzlerce yıl tanrılara ev sahipliği yapmış olan Afrodit
Tapınağının parçalarıdır. Yapılış tarihi M.Ö 6. yüzyıla kadar uzanan tapınağın bugün görülen mermer kalıntıları M.Ö 1. Yüzyılda inşa edilmiştir. Afrodit için yapılan ayinlerin, kesilen kurbanların ve sunulan adakların merkezi olan tapınağın M.S 6. yüzyılda bazı öğeleri değiştirilerek kiliseye dönüştürülmüş ve birkaç yüzyıl kilise olarak hizmet vermiştir.
Tapınağın kutsal odası Hadrian döneminde tamamlanmıştır. Tapınak çevresinde yapılan kazı ve
buluntulardan yapının sekizgen kenarlarda 13, yanlarda 8 sütun olduğu tahmin edilmektedir. Ayakta olan bazı sütunların üzerinde tapınağa bağış yapan kişilerin isimleri bulunmaktadır. Tapınağın içinde ve dışında yapılan kazılarda bulunan eserler bugün Afrodisias müzesinde sergilenmektedir.

Stadyum
M.S 1. yüzyılda inşa edilen stadyum neredeyse hiçbir hasara uğramadan günümüze kadar ulaşan
görkemli yapılardan biridir. 15 bin kişilik bir nüfusa sahip olan kentin stadyumu uzak ve yakı
çevrelerdeki yerleşim yerlerinden halkında gelebileceği düşünülerek 30 bin kişilik olarak inşa
edilmiştir. Stadyumun oturma basamaklarında bulunan loca isimlerinden çevre kentlerden halkın ve esnafında buradaki yarışmalara yoğun olarak katıldığı anlaşılmıştır. 270 metre uzunluğunda olan stadyum 30 sıralık oturma bölümüne sahip olup seyircilerin birbirlerinin görüşlerini engellemeyecek şekilde tasarlanmıştır.
Stadyum; koşu, uzun atlama, cirit atma, disk atma ve güreş gibi geleneksel sporlar için kullanılmıştır. Daha sonraki dönemlerde gladyatör ve vahşi hayvan dövüşleri için kullanılan stadyum sonraki dönemlerde Romalılar tarafından kan dökülen sporların yapıldığı arenaya dönüştürülmüştür.

Tetrapylon (Dörtlü kapı)
Afrodit tapınağının geniş kutsal alanına girişi sağlayan kapı M.S 2. yüzyılda yapılmıştır. Tetrapylon Afrodit tapınağına gelen ziyaretçileri karşılamak için yapılmış anıtsal bir kapıdır. Sütunların alınlığında Akhantus yaprakları arasına avlanan Eros ve Nike betimlemeleri rahatlıkla görülmektedir.

Aydın Afrodisias Müzesi

1979 yılında açılan müze içerisinde birbirinden güzel ve farklı tipteki heykel ve kabartmalar
sergilenmektedir. M.S 6. yüzyılda oldukça muhteşem bir şekilde işlenip heykel haline getirilen farklı
tipteki mermerler görenleri...

Bültenimize abone olmak ister misiniz?

Bültene abone olarak tüm yeni yazılardan haberdar olabilirsiniz..

Dilediğiniz zaman, gelen maillerin altındaki linki tıklayarak takipten çıkabilirsiniz

Önceki İçerikAydın Antik Kentler
Sonraki İçerikAydın Afrodisias Müzesi

İstanbul

İstanbul dünyanın en eski ve zengin bir tarihe sahip şehiri

Kapadokya

Kapadokya isminin en eski tarihi MÖ 6....

Antalya

Antalya tarihçesiBirçok devletin hakimiyeti altına girmiş olan Antalya’yı Bergama karalı Attalos’un kurduğu...

■Mersin alışveriş

Mersin’de tatil yapanların dönerken aldıkları ürünler arasında en çok hediyelik eşyalar ön plana çıkmaktadır. Satılan ürünler arasında...

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

Bunlar da ilginizi çekebilirÖNERİLER