Eski dilde Yüce dağ veya Ulu dağ anlamına gelen Olimpos kelimesi bilinenin aksine eski Anadolu dillerinden türediği sanılmaktadır. Kuruluş tarihi net olarak bilinmeyen antik kentin Likya birliği içerisinde bulunan ve üç oy hakkına sahip 6 ayrıcalıkla kentlerden biri olduğu bilinmektedir. Yapılan kazı çalışmaları esnasında bulunan eserlerde Olimpos’un MÖ 178 ve 68 yıllarında sikke bastığı anlaşılmıştır. Tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmış olan Olimpos antik kenti kış sezonunda 08:00 ile 17:00 saatleri arasında yaz aylarında ise 08:00 ile 19:00 saatleri arasında ziyaret edilebilmektedir. Ücretli olarak ziyaret edilen antik kentte müze kart geçerlidir.
Olimpos Antik kentte görülecek yerler
Giriş kompleksi:
Antik kentin doğu-batı doğrultusunda uzanan ana cadde üzerinde bulunmaktadır. 11 odadan oluşan bu yapı topluluğunun 2009 yılında başlanan kazı çalışmaları sonucunda elde edilen çeşitli bulgulardan anlaşıldığına göre yapının M.S 5. ve 6. yüzyıllarda yapıldığı ve konaklama, gıda üretimi ve ticari faaliyetler için kullanıldığı anlaşılmıştır.
Güney nekropol:
Olimpos antik kentine girdikten hemen sonra kentin batısında Antik kenti ikiye bölen Olimpos çayının sağ tarafında kalan alandır. Yapılan kazılar ve incelemeler sonucunda toplam olarak 354 adet mezar bulunmuştur. Günümüzde de kullanılan ve mezarların önünden geçen yol antik çağda da aynı amaç için kullanıldığı düşünülmektedir.
Kuzey Nekropol ve caddesi
Bu bölgede yapılan kazı ve incelemelerde 113 adet mezar bulunmuştur. Nekropol alanında bulunan caddenin ise 4. Yüzyıldan itibaren nekropol alanına konutlar ve kiliseler inşa edilerek yerleşim alanı olarak kullanıldığı tespit edilmiştir.
Nekropol Kilisesi
Kilise olarak adlandırılan yapı Olimpos çayının ikiye böldüğü antik kentin kuzeybatısında kuzey nekropol girişinin güneyinde yer almaktadır. 1969 yılında gerçekleşen sel sonucu kilisenin bazı kısımları yıkılmıştır. 6. yüzyıla yapıldığı tahmin edilen yapının günümüze sadece kalıntıları ulaşmıştır.
Piskoposluk sarayı
Yapılan kazılarda çıkarılan bulgulardan anlaşıldığına göre sarayın M.S 5 ve 6. Yüzyıllarda yapıldığı sanılan yapının antik kent içerisindeki en büyük yapı olduğu tahmin edilmektedir.
Tapınak
Kentin kuzey yakasında yer alan ve Roma imparatorlu dönemine ait olduğu tespit edilen yapının çok azı günümüze kadar gelmeyi başarmıştır. Heykel kaidesindeki yazıta göre MS 2. Yüzyılın ikinci yarısına tarihlenmektedir.
Liman Bazilika
Antik kentte göze çarpan yapılardan bir tanesi de bazilika harabesidir. Duvarları büyük oranda günümüze ulaşmış olan yapının güney bölümünde, üç nefli bir bazilika yer almaktadır. Roma döneminde agora olarak inşa edilen yapının Hristiyanlıkla beraber kiliseye dönüştürüldüğü anlaşılmaktadır.
Köprü
Antik kentin kuzeyi ile güneyini birbirine bağlayan Olimpos çayı üzerine Roma döneminde inşa edilen köprüden günümüze ancak ayaklarından biri ulaşmıştır. Yapıldığında üç gözlü olduğu tahmin edilen köprünün meydana gelen depremlerden dolayı yıkıldığı tahmin edilmektedir.
Lykiarkh Mezarı
Likya birliği başkanı anlamına gelen Lykiarkh ve onun başkanı olan Marcus Aurelius Arkhepolis adlı kişiye ve ailesine ait olduğu tahmin edilen kaya mezarları antik kent içerisinde görülecek noktalar arasında yer almaktadır. Mezar binası yazıtına göre MS 3. yüzyılın ikinci yarısında yapıldığı tahin edilmektedir.
Mozaikli Yapı
M.S 5 ve 6. Yüzyılda yapıldığı tahmin edilen ve tabanı mozaikle kaplı olan yapının dini görevler ve konaklama için kullanıldığı tahmin edilmektedir. Yapı 1992 yılında kazı ve temizlik çalışmaları sonrasında bugünkü görümüne kavuşmuştur. Konut olarak kullanıldığı anlaşılan yapının mozaik ve tuğla işçilikleriyle dekoratif yönden zengin oluşu, kentin ileri gelen ailelerinden birine ait olduğu tahmin edilmektedir.
Antimachos Lahdi:M.S 2. Yüzyılda yapıldığı ve Antimachos ailesine ait olduğu tahmin edilen lahit antik kentin kuzeyinde yer almaktadır. Sümerlerde yaşam ve ölüm arasındaki değişmez döngünün sembolü olan hayat ağacı sembolünü Antimachos Lahdi üzerinde görmek mümkündür.
Akropol Tepesi
Antik kent kalıntılarının bulunduğu tepe ziyaretçilerine ayrıca muhteşem bir manzara sunmaktadır. 48 metre rakımı olan tepenin yerleşim alanı olarak kullanıldığı bilinmektedir. Tepe üzerinde iki ve üç katlı kule tipi konutların yanı sıra su deposu olarak kullanılan sarnıç da bulunmaktadır. Yerleşim tarihi hakkında net bir bilgi olmayan tepeyi vakti olanların ziyaret etmesi önerilmektedir.
Liman Anıtsal Mezarları
Kayaya oyulmuş ve ilk olarak 2. yüzyılda kullanıldığı tahmin edilen mezarların daha sonra 5. yüzyıllarda kullanıldığı tahmin edilmektedir. Liman anıtsal mezarların ikincisi de ana kayaya oyularak oluşturulmuş iki katlı mekân içinde yer almaktadır.
Antik Tiyatro
Kentin batı sınırındaki tepenin kuzey yamacında inşa edilen tiyatronun MS 2. Yüzyılda inşa edildiği tahmin edilmektedir. Tiyatro planının Likya’da bulunan yarım daire planlı birkaç tiyatrodan biri olduğu görülmektedir. Zaman içerisinde oluşan depremlerden dolayı günümüze kadar ancak kalıntıları ulaşan Antik Tiyatronun neredeyse tamamı kaybolma noktasına gelmiştir.
Vespasianus Hamamı
Antik Tiyatronun ilerisinde oldukça büyük bir yapı olan ve Roma İmparatoru Vespasianus tarafından M.S 70 yılında yapıldığı tahmin edilmektedir. Olimpos’daki iki hamamdan büyüğü olan yapının frigidarium, tapidarium ve caldarium bölümleri ayaktadır. Roma imparatorluk döneminde hamamın sadece temizlenmek amaçlı değil aynı zamanda siyasi lobi faaliyetlerinin yapıldığı yer olarak da kullanıldığı anlaşılmaktadır.
Bültenimize abone olmak ister misiniz?
Bültene abone olarak tüm yeni yazılardan haberdar olabilirsiniz..
Dilediğiniz zaman, gelen maillerin altındaki linki tıklayarak takipten çıkabilirsiniz