Side Antik Kenti

Kurulduğu dönemde konumu ve liman kenti olma özelliğiyle dünyanın sayılı kentlerinden biri olarak ön plana çıkan Side antik kenti tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Antik kenti ziyaret edenler farklı medeniyetlerden farklı izleri görebilmektedirler. Adeta bir açık hava müzesini andıran Side antik kenti şehir merkezinden yürüyerek yaklaşık olarak 15 dakika mesafededir. Antik kent içerisinde bulunan tarihi eserlerdeki işçilik gerçekten görülmeye değer nitelikteki eserlerdir.
Eski dönemde burada yaşayan halkın bu kente özgü bir dil kullandığı bilinmekte olup günümüzde de çözülemeyen bu dilin Hint-Avrupa dil ailesinden geldiği varsayılmaktadır.

Antik kent içerisinde yapılan kazılarda büyük bir yangın ve deprem izine rastlanmıştır. M.S 7. Yüzyıldan itibaren başlayan Arap akınları, Rodos, Venedik ve Ceneviz korsanlarının, Kıbrıs krallarının ve Haçlı seferlerinin saldırı ve talanları sonucunda kent halkı kenti 12. Yüzyıldan itibaren terk ederek Antalya’ya yerleşmiştir.
Side’yi ziyaret edenlerin özellikle güneş batımından sonra bu alanda yürümek vazgeçilmez aktiviteleri arasında yer almaktadır. Side antik kenti ücretsiz olarak gezilebilmektedir.
Side Antik Tiyatrosu:
Roma mimarisinde ve mevcut bir tiyatronun üzerine inşa edildiği tahmin edilen Side antik tiyatrosu 15 bin kişilik bir seyirci kapasitesine sahiptir. M.S 2. Yüzyıl ortalarında yapılan tiyatro bölgedeki en büyük antik tiyatrodur. Tiyatro arkasına destek teşkil edecek bir tepe bulunmadığı için çok üstün mimari bir teknikle yapılmıştır. Tiyatro sahnesi Cavea, Orskestra ve Scene olmak üzere üç bölümden oluşmaktadır. Bir dönem gladyatör yarışları ve hayvan mücadelelerinin yapıldığı arena olarak kullanılan tiyatro bir dönemde açık hava kilisesi olarak kullanılmıştır.
Side Antik Tiyatrosu Kolezyum’la mimari açıdan birçok aynı özelliği taşımaktadır. Süslemelerinde Antoninler dönemi barok özelliği görülmektedir.

Side Antik Tiyatrosunda yaz aylarında Klasik müzik, Film müzikleri ve farklı organizasyonlar düzenlenmektedir. Side Antik tiyatrosu düşük bir ücret karşılığında gezilebilmektedir.
Apollon Tapınağı:
Side denince akla gelen veya gözlerimizin önünce beliren beyaz devasa sütunlarıyla adeta Side’nin sembolü olan Apollon Tapınağı denizcileri, liman kentlerini koruduğuna inanılan ışık, güzellik ve sanat tanrısı Side kentinin baş tanrısı olan Apollon adına milattan sonra 150 yılında yapılmıştır. M.S 3. Yüzyılda Apollon tapınağının bir kısmı bazilika yapımında kullanılmak için sökülmüştür. 1982 ve 1990 yılları arasında restore edilen yapıyı günümüzde çok sayıda yerli ve yabancı turist ziyaret etmektedir.
Side’de deniz kenarında yer alan Apollon Tapınağı dikdörtgen planlı inşa edilmiş ve üzerinde korint başlıklı sütunlar bulunmaktadır. Anıt çevresinde bulunan farklı dillerdeki bilgilendirme panolarından ziyaretçiler faydalanabilmektedir.

Özellikle akşam saatlerinde güneşin batışını bu noktadan seyretmenin ayrı bir güzelliği vardır. Anıt çevresinde bulunan restoran ve barlarda ziyaretçiler oturup ışıklandırılmış Apollon tapınağını izleyerek tarihi bir yolculuk yapmakta ve bu devasa anıtın önünde bol bol resim çektirmektedirler.
Anıtsal Çeşme:
Romalılar tarafından milattan sonra 2. yüzyılda yapılan bu Anıtsal çeşme Side antik Kentinin girişinde bulunmaktadır. Diğer adı Nymphaeuma olan bu anıt tam 21 sütundan oluşmakta ve halk arasında dokuz çeşme olarak da bilinmektedir. Anadolu’da inşa edilmiş en büyük çeşme özelliğini koruyan bu anıt Side’de ziyaret edilmesi gereken noktalar arasında yer almaktadır. MS 2’nci yüzyılda 20 metre yüksekliğinde 52 metre genişliğinde inşa edilen çeşmenin meydana gelen depremlerle 20 metre yüksekliğinin günümüzde 12 metreye düştüğü belirtilmektedir