Alanya Mağaraları

Alanya coğrafik yapısı ve konumu itibariyle birçok kara ve deniz mağarasını bünyesinde barındırmaktadır. Milyonlarca yıl öncesinde var olan kara mağaralarında on binlerce yılda oluşmuş sarkıt ve dikitlerin büyülü dünyasında gezerken yeni sarkıt ve dikitlerin oluşumuna da tanık olmak mümkündür. Mağara içindeki aydınlatmanın yarattığı dekorla ziyaretçiler kendilerini bir sinema filminin içinde hissedeceklerdir.
Mağaraları keşfetmekten hoşlananlar için Alanya’da birçok kara ve deniz mağarası bulunmakta olup bu mağaraların bir kısmı ücretsiz olarak gezilebilmektedir.

Damlataş Mağarası:
Damlataş Mağarası, 1948 yılında liman inşaatı esnasında tesadüfen bulunmuştur. Mağara şehir merkezinde tarihi Alanya Kalesi’nin batı kıyısında yer almaktadır. Mağara, sarkıtlardan damlamaya devam eden su damlaları nedeniyle Damlataş adını almıştır. Mağaranın giriş kısmında 50 metre uzunluğunda bir geçit bulunmakta olup geçitten sonra derinliği 15 metreyi bulan mağaranın tabanına merdivenlerle inilmektedir. Mağaranın en önemli özelliği yaklaşık 15.000 senede oluştuğu düşünülen dikit ve sarkıtlara sahip olmasıdır ki bu sarkıt ve dikitler görenleri adeta büyülemektedir.
Mağara, büyüleyici güzelliğinin yanı sıra romatizmal ve astım hastalığına iyi geldiğine inanılan havasıyla da ünlüdür. Doktor kontrolünde mağarada belli bir süre oturarak 21 günlük tedavi kürü uygulayan hastalarda mağara içinde görülebilmektedir.
Mağaranın havası yaz kış değişmez; sıcaklık 22 santigrat derece, rutubet yüzde 95, sabit basınç 760 mm’dir. Mağaranın havasında yüzde 71 azot, yüzde 20,5 oksijen, on binde 2,5 karbondioksit ve bir miktar radyoaktivite ile iyonlar tespit edilmiştir. Damlataş Mağarası, Antalya’daki diğer mağaralar içinde özel bir yere sahip olup Türkiye’nin turizme açılan ilk mağarası olma özelliğini de taşımaktadır.

Dim Mağarası:
1999 yılında ziyarete açılan mağara Alanya’nın 13 km doğusundaki Yaylalı köyü sınırları içerisinde yer almaktadır. Mağara deniz seviyesinden 232 m yükseklikte olup Cebel-i Reis Dağı’nın Alanya yamacına kurulmuştur. Yaklaşık 1 milyon yaşında olduğu sanılan ve iki bölümden oluşan mağara 410 metre uzunluğunda olup 360 metrelik bölümü ziyarete açıktır. Gezi yolları boyunca genişlik ve yükseklik değişken olup bazı noktalarda genişlik ve yükseklik 10-15 metreyi bulmaktadır. Damlataş Mağarasından daha büyük olan Dim mağarasının içi aydınlatılmış olup ziyarete açıktır.
Dim Mağarası içinde dikit ve sarkıtların yanı sıra mağaranın sonunda küçük bir göl de bulunmaktadır. Mağara içerisinde hava sıcaklığı yaz –kış ortalama 18-19 derece olarak tespit edilmiştir. Türkiye’nin ziyarete açılan ikinci büyük mağarası olan Dim mağarası bulunduğu konum itibariyle ziyaretçilerine muhteşem bir manzara da sunmaktadır.

Kadı İni Mağarası:

Alanya’nın Oba Beldesi ile Badem ağacı köyünün Çatak mevkiinde bulunmakta olup Çatak Mağarası olarak da bilinmektedir. Kadı ini mağarası Damlataş mağarasından 3 kat daha büyük olup mağara içerisinde dikit ve sarkıtlar bulunmaktadır. 1957 yılında yapılan araştırmada mağara içerisinde Paleolitik ve Eski Tunç Çağı dönemine ait insan iskeletleri ve fosiller bulunmuştur. Bulunan kalıntıların 20 bin yıl öncesine ait olduğu saptanmış ve Alanya’da ilk yerleşimin burada başladığı belirlenmiştir. Çatak mevkiinden sonra dik ama kısa bir yürüyüşten sonra ulaşılan mağara turizme henüz açılmamış olup mağara bireysel olarak gezilebilmektedir.

Hasbahçe Mağarası
Alanya’nın Küçük Hasbahçe mahallesi iniş dibi mevkiinde bulunan mağara şehir merkezine 4 km uzaklıktadır. Damlataş Mağarasından büyük olan mağara içerisinde sarkıtlar ve dikitler olup yazın sıcak havalarda mağaranın içerisi adeta doğal bir klima görevi görmektedir. Mağarada aydınlatma sistemi bulunmadığı için mağarayı gezmek isteyenlerin yanlarına el fenerlerini almaları önerilmektedir.

Çimeniçi Mağarası
Alanya’nın Şeyhler mahallesinde bulunan mağara iki kattan meydana gelmiştir. İçerisinde birbiriyle bağlantılı birçok odacık bulunan ve Alanya merkeze 19 km mesafede olan mağara çevresinde bulundurduğu doğal güzellikler ve tarihi kalıntılarıyla görülmeye değer yerlerdendir. Mağara içerisindeki sıcaklık ortalama 17 ile 20 derece arasında değişmekte olup oldukça fazla traverten birikimine sahiptir.

Cüceler Mağarası
Sapadere kanyonu yolu üzerinde yer alan mağara Alanya şehir merkezine 17 km uzaklıktadır. Mağaranın girişinde bulunan seyir terasından ayrıca müthiş vadi manzarası izlenebilmektedir.  Altı bölümden oluşan mağara 155 metre uzunluğunda olup mağara içerisinde bulunan farklı renklerdeki sarkıt ve dikitler görenleri adeta büyülemektedir. 2012 yılında ziyarete açılan mağaranın 15 bin yaşında olduğu tahmin edilmektedir.

Deniz Mağaraları

Alanya yarımadasının güneyinde ve batısında yer alan deniz mağaralarına tekne turuyla ulaşılmaktadır. Doğal güzellikleri, jeolojik yapıları ve efsanevi olaylarıyla ziyaretçilerin ilgisini çeken deniz mağaraları Korsanlar mağarası, Aşıklar mağarası ve Fosforlu mağara olmak üzere üç mağaradan oluşmaktadır.

Korsanlar Mağarası

Alanya yarımadasının güneyine doğru tekne ile yol alırken karşılaşılan ilk mağara Korsanlar Mağarasıdır. Geniş bir ağza sahip olması sebebiyle deniz motorlarının da girmesine imkân sağlamaktadır. Su altında görünen rengârenk taşların yansıttığı ilginç görüntüler mağaraya ayrı bir hava katmaktadır. Anlatılan rivayetlere göre bu mağaranın korsanlar tarafından ganimet deposu olarak kullanıldığı ve kaçırdıkları kızları burada sakladıkları söylenmektedir. Diğer bir rivayete göre mağaradan kaleye uzanan gizli bir geçit olduğu kaçırılan kızların ve elde edilen ganimetlerin bu yolla kaleye ulaştırıldığı, ancak aradan geçen yüzlerce ve binlerce yıl sonrasında bu yolun çöküp kapandığı söylenmektedir.

Aşıklar Mağarası
Aşıklar Mağarası, tarihi yarımadanın güneybatı yönünde yer almaktadır. Mağara sadece bir insanın girebileceği kadar büyüklüğe sahip olup mağaranın alçak tavanı nedeniyle içinde eğilerek yürümek gerekmektedir. Mağaranın uzunluğu 75 metre olup mağaranın girişi ile deniz suyu arasında yaklaşık 5 metre yükseklik bulunmaktadır.  

Fosforlu Mağara

Damlataş Mağarası yönündeki üçüncü mağara olan Fosforlu mağara Korsanlar mağarasına benzer bir görünüme sahip olup Mağaranın kapısı teknenin içeri girmesine olanak sağlayacak büyüklüktedir. Dipten yansıyan fosforlu görüntü ve fosforlu renginden dolayı bu adla anılmaktadır. Mağara, jeolojik değeri olan ilginç doğal güzelliklere sahiptir. Geceleri çok aydınlık olan mağaranın fosfor parıltılarını gündüzleri de fark etmek mümkündür. Alanya’da tekne turu yapan birçok tekne mağara önünde kısa süreli yüzme molaları vermektedir.