Karadeniz bölgesinin orta kısmında yer alan Sinop muhteşem doğası ve köklü tarihi ile özellikle yaz aylarında doğa tutkunları, doğa yürüyüşçüleri, doğada kamp yapmak isteyenler, şelalelerinde serinlemek, harika fotoğraflar çekmek isteyenler tarafından sıkça ziyaret edilmektedir. M.Ö 7. Yüzyılda kurulan şehir tarih boyunca birçok uygarlığa ev sahipliği yapmıştır.
Şehrin %60’ı ormanlık olup Karadeniz ikliminin görüldüğü Sinop’ta yılın büyük bir kısmı yağışlı geçmektedir. Yapılan araştırmalara göre Türkiye’nin en mutlu insanları Sinop’ta yaşamaktadır.
Türkiye’nin her yerinden otobüslerle Sinop’a ulaşım oldukça kolay olup havayolu ile gelmek isteyenler için şehir merkezine 8 km uzaklıkta olan Sinop havaalanı hizmet vermektedir.
Sinop’ta gezilecek yerler
Sinop Arkeoloji Müzesi
1921 yılında başlayan Sinop’taki kazılar sonucunda birçok eser ortaya çıkarılmış ve 1941 yılında oluşturulan Sinop Arkeoloji Müzesinde sergilenmeye başlamıştır.
Sinop Kalesi
Yaklaşık olarak 4 bin yaşında olduğu tahmin edilen kale savunma amaçlı olarak inşa edilmiştir. Kale yapıldıktan bir süre sonra eklemeler yapılarak bugünkü halini almıştır. Kenti çevreleyen kale surlarının toplam uzunluğu 2973 metre olup 30 metre yüksekliğe ve 3 metre genişliğe sahiptir. Başlangıçta 6 kapısı olan kaleden günümüze sadece 2 kapısı ulaşmıştır. Kale üzerinde bulunan kafede yiyecek ve içecek hizmeti verilmektedir.
Boyabat Kalesi
Boyabat ilçesinde Gökırmak Vadisindeki sarp kayalık tepe üzerine inşa edilen kalenin ne zaman yapıldığı kesin olarak bilinmemektedir. Kale kulelerinin bir kısmı yuvarlak bir kısmı dikdörtgen inşa edildiği için ilginç mimarisi ile de dikkat çekmektedir. Kale üzerindeki yapılardan ve kalıntılardan anlaşıldığı üzerine kale birçok medeniyete ev sahipliği yaptığı ve Osmanlılar döneminde son halini aldığı anlaşılmıştır. Kaleyi gezmeye gidenlerin Tarihi Boyabat evlerini de görmeleri önerilmektedir.
Balatlar (Hamamı) Kilisesi
M.S 660 yılında Roma imparatorluğu döneminde imparatorluk hamamı olarak inşa edilen yapı 5. Yüzyılın başlarında Bizanslılar tarafından kiliseye çevrilmiştir. Bizans döneminden sonra 11 ve 13. yüzyıllarda tahıl deposu olarak da kullanılan yapı Osmanlılar döneminde manastır olarak kullanılmak üzere Hıristiyan halka bırakılmış olup yapıdan geriye çok az bir kısmı günümüze kadar ulaşmıştır.
Erfelek Tatlıca şelaleleri
1997 yılında tesadüfen keşfedilen şelaleler 2 km’lik vadi içerisinde birbiri ardına sıralanmış 28 adet şelaleden oluşmaktadır. Doğa harikası şelaleleri yürüyerek gezme imkanı bulunduğu gibi şelalelerin oluşturduğu göletlerde yüzme imkanı da bulunmaktadır. Koruma altına alınan Erfelek şelalelerinin bulunduğu alana giriş ücretli olup araçları ile gelenler için park alanları da bulunmaktadır. Yeşillikler içinde doğa harikası bu alanda piknik yapmak isteyenler için alanlar, yürüyüş parkurları, restoranlar, çay bahçeleri ve marketler bulunmaktadır. Doğa tutkunların ve fotoğrafçılarının vazgeçilmez rotaları arasında bulunan tatlıca şelaleleri özellikle ilk bahar, yaz ve son bahar aylarında ziyaretçi akınına uğramaktadır.
İnaltı Mağarası
Aydıncık ilçesine 40 km uzaklıkta İnaltı köyünde bulunan mağara denizden 1070 metre yükseklikte bulunmaktadır. 2001 yılında mağara içi aydınlatmaları ve mağara içi yürüyüş yolları ve merdivenlerinin eklenmesiyle turizme kazandırılmıştır. Toplamda 2200 metre derinliğe sahip olan mağaranın sadece girişten itibaren 650 metrelik alan ziyarete açıktır. Mağara içerisinde oluşum yılları tahmin edilemeyen oldukça eski sarkıtlar, dikitler ve travertenler görenleri büyülemektedir. Ayrıca mağaranın 50 metre kadar yakınına araçla ulaşım sağlanmaktadır.
Bültenimize abone olmak ister misiniz?
Bültene abone olarak tüm yeni yazılardan haberdar olabilirsiniz..
Dilediğiniz zaman, gelen maillerin altındaki linki tıklayarak takipten çıkabilirsiniz